Akıncılar, Osmanlı Devleti’nin askeri teşkilatında düşmanın sınır bölgelerinde bulunan, amaçları düşmana ani saldırılarla baskın yapmak olan birliğin adıdır.
Akıncılar Askeri Birliğinin Görevleri

Akıncıların görevleri arasında akın yapmanın yanı sıra düşman ordusu hakkında bilgi toplamak, düşman kuvvetlerini tespit etmek, yol güzergahlarını belirlemek gibi istihbarat görevleri de vardı.
Düşmana öncü saldırılar düzenlerlerdi
Hızlı hareket kabiliyetleri sayesinde düşman kuvvetlerine gerilla taktikleri ile ani saldırılar düzenler, düşman askerlerinin morallerini bozarlardı.
Savaş zamanlarında istihbari bilgiler toplarlardı
Düşman kuvvetlerin arazilerini araştırır, Osmanlı Ordusu‘na kurulabilecek pusuları önceden ortadan kaldırırlardı.
Akıncılar, Osmanlı Ordusu’nun güvenliğini sağlarlardı
Ordunun geçeceği köprülerin, yolların muhafaza edilmesi, ordunun erzaklarının korunması gibi konularda da yardımcı olurlardı.
Akıncılar Birliğinin Özellikleri

Akıncı birlikleri merkezi tarzda idare edilmek yerine sınır bölgelerinde teşkilatlanırlardı.
Sadece Türkler Akıncı olabilirdi
Akıncı Ocağı‘nın kendi içinde kanunları vardı. Akıncı Ocağı’na sadece Türkler katılabilirdi ve akıncılık babadan oğula geçerdi.
Bir harekata “akın” denilebilmesi için harekatta Akıncı Beyi olması gerekirdi
Harekata Akıncı Beyi katılmaz ise “akın” denilmezdi. İlk Akıncı Beyi Gazi Evrenos Bey‘dir
Devlet tarafından akıncıların isimleri ve bilgileri için defterler tutulurdu
Devlet tarafından akıncıların isimleri, eşkâlleri ve tımara sahip olanların listelerinin bulunduğu havi defterler tutulurdu.
Tutulan defterler iki örnek olarak tanzim edilirdi
Bir defter merkezde bulunan Defterhane’de diğer defter ise akıncıların bulundukları eyaletlerde veya sancakların kadılık binalarında korunurdu.
Bir akıncı hayatını kaybettiğinde hemen yerine yeni akıncı tayin edilirdi
Her savaştan sonra şehit veya malul olanların yerine kuvvetli ve çevik akıncılar tayin edilirdi.
Kullandıkları silahları hızlı hareket etmelerine imkan sağlıyordu
Genelde süratli bir şekilde hareket etmelerine engel olmayacak silahlar kullanırlardı. Kılıç, kalkan, pala,mızrak, bozdoğan en çok kullandıkları silahlar arasında yer alırdı.
Savaşa giderken yanlarında 4-5 at götürürlerdi
Akıncıların bindikleri atları oldukça süratli ve savaşa dayanıklı idi. Yinede yanlarında 4-5 at yedekte götürürlerdi.
Akıncılar, kumandanlarının sülalelerinin isimleri ile anılırlardı
En bilindik olanlar: Malkoçoğlu Akıncıları, Mihalli Akıncıları, Turhanlı Akıncıları‘dır. Malkoçoğlu Akıncıları Silistre bölgesinde, Mihalli Akıncıları Sofya bölgesinde, Turhanlı Akıncıları ise Mora bölgesindeydiler.
Akıncılar devletten maaş almazlardı
Akıncılar Osmanlı Devleti’nden düzenli maaş almazlardı. Savaşlarda elde ettikleri ganimetlerin 1/5’ini (Pençik oranı) verdikten sonra geriye kalan ganimetler ile geçinirlerdi.
Türk Akıncıları Rütbe Sistemi

On akıncıyı “onbaşı” yüz akıncıyı “subaşı” bin akıncıyı “binbaşı” rütbesindeki asker komuta ederdi. Bütün kuvvetlerin başında ise Akıncı Beyi yer alırdı. Akıncı beylerinin rütbeleri sancak beyi derecesinde olmasına rağmen doğrudan padişahtan emir alırlardı.
Akıncılar Birliklerinin Asker Sayıları
Akıncı askerlerinin sayıları net olarak olarak bilinmemektedir. Fakat tarih kitaplarında 15. yüzyıl ortalarına kadar ortalama 40.000 kişi oldukları yazmaktadır. Birinci Kosova Savaşı’nda 20.000 akıncı olduğu kayıtlıdır. Kanuni Sultan Süleyman dönemi Budin ve Avusturya seferlerinde Mihalli Akıncıları’nın 50.000 kişi oldukları dönemin tarih kitaplarında yazmaktadır.
Akıncıların Sonu
Türk Akıncıları en büyük güç kaybını 1595 yılı Sadrazam Sinan Paşa komutasındaki Eflak Seferi sırasında yaşadılar. Sefer dönüşünde Tuna yakınlarında akıncılar uzun bir köprünün üzerinden geçmekte iken Eflak Voyvodası tarafından köprü topa tutuldu. Köprü yıkılınca Osmanlı Akıncılarının bir bölümü köprüyü geçebildi. Bir bölümü ise düşmana karşı ufak bir kuvvetle mahsur kaldı. Kalan akıncılar düşman kuvvetleri tarafından kılıçtan geçirildi. Bu olay Türk Akıncı Ocağı‘na çok büyük darbe vurmuştur. Bazı kayıtlar bu olaydan sonra ocağın nüfusunun 3000’e kadar gerilediğini işaret etmektedir. Bu durumdan sonra sınır bölgelere “Serhat Kulu” teşkilatı takviye edilerek sınır bölgelerinin sorumluluğu bu teşkilata verilmiştir. Devlet bu olaylardan sonra Akıncı Ocağını tekrardan iyileştirmek ve ihya etmek yerine modern askeri sistemler oluşturma yoluna gitti.
0 Comments