Üçüncü Ahmet, Osmanlı İmparatorluğu’nun 23. Osmanlı Padişahı ve 102. İslam Halifesi‘dir. 30 Aralık 1673 – 1 Temmuz 1736 tarihleri arasında 63 yıl yaşadı. Sultan Dördüncü Mehmet’in oğludur. III. Ahmet 22 Ağustos 1703 – 1 Ekim 1730 tarihleri arasında padişah olarak hüküm sürmüştür. Üçüncü Ahmet hakkında bilgileri aşağıdan edinebilirsiniz.
Üçüncü Ahmet Aile Fertleri
III. Ahmet babası Sultan Dördüncü Mehmet Han, annesi ise Emetullah Rabia Gülnûş Sultan’dır.
Erkek Evlatları
- III. Mustafa (1717-1774)
- I. Abdülhamid (1725-1789)
- Şehzade Süleyman (1710-1745)
- Şehzade Bayezid (1718-1771)
- Şehzade Mehmed (1714-1756)
- Şehzade İbrahim (1720-1721)
- Şehzade Numan (1723-1764)
- Şehzade Selim (1706-1708)
- Şehzade İsa (1706)
- Şehzade Ali (1706)
- Şehzade Murad (1707)
- Şehzade Seyfeddin (1728-1732)
- Şehzade Abdülmecid (1709-1711)
- Şehzade Abdülmelik (1709-1711)
Üçüncü Ahmet’in Gençlik Yılları
30 Aralık 1673 senesinde Emetullah Rabia Gülnûş Sultan’dan doğdu. Şehzadelik yıllarını ilk olarak Topkapı Sarayı’nda daha sonraları Edirne saraylarında geçirmiştir. Şehzade katlinin kalkmasından dolayı gençliği bir nebze daha rahat geçti. III. Ahmet ünlü hocalardan iyi derecede bir tahsil gördü. İlk olarak Sultani Mehmed Efendi’den eğitim aldı. Daha sonraları Seyyid Feyzullah Efendi’den uzun yıllar eğitim aldı. Aynı zamanda dönemin ünlü hat ustalarından olan Hattat Osman’dan yazı meşk etmiştir.
Üçüncü Ahmet Dönemi
Yaklaşık 27 yıllık saltanatı boyunca yaşanan en önemli olayları Prut Savaşı, Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı, Pasarofça Antlaşması, Pasarofça sonrası Lale Devri, Osmanlı-İran Savaşı ve Patrona Halil İsyanı olarak sınıflandırabiliriz.
Ağabeyi İkinci Mustafa’nın cebeci isyanı sonucunda tahttan indirilmesi üzerine 22 Ağustos 1703 tarihinde 30 yaşında iken Edirne’de Osmanlı Padişahı oldu. İlk iş olarak Edirne olayında isyan çıkaran isyancı elebaşlarını birbirlerine düşürerek ortadan kaldırdı. Karlofça Antlaşması yeni imzalandığı için Osmanlı barış içerisinde idi. Baltacı Mehmet Paşa’yı sadrazamlık makamına getirdi.
Prut Savaşı
İsveç Kralı 12.Şarl, Poltava bölgesinde Ruslar ile yaptığı savaşı kaybedince Osmanlı topraklarına sığındı. İsveç Kralını takip eden Rus Ordusu Osmanlı topraklarına izinsiz girdi ve tahribatta bulundu. Bu durum Osmanlı İmpatorluğu’nun Rusya Çarlığı’na savaş açmasına sebep oldu. 9 Nisan 1911 tarihinde Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Rusların üzerine sefere çıktı.
Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Kırım Hanlığı’nın da desteği ile Rus Çariçesi I. Katerina’nın ordusunu Prut Nehri’nin yakınlarında yendi.
Osmanlı Ordusu, Rus Ordusunu tamamen yok edebilecek durumda iken ordunun içindeki bir takım huzursuz askerler sayesinde Rus Ordusu tamamen yok edilmedi.
Ruslar, her türlü şartı kabul edeceklerini bildirdiler. 21 Temmuz 1711 günü Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya Çarlığı Prut Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre Azak Kalesi Osmanlılara geri teslim edilecek, Ruslar payitahtta kalıcı elçi bulundurmayacak, 3. İsveç Kralı Şarl’ın kendi ülkesine dönmesine izin verilecek, Ruslar Lehistan Devleti’nin içişlerine karışmayacaktı.
Osmanlı – Venedik Savaşı 1715
Osmanlı kazandığı başarılardan sonra, önceden kaybedilen Mora yarımadasını yeniden kazanmak istiyordu. Venediklilerin Karadağlıları isyana teşvik etmesi, Venedikli korsanların Osmanlı’nın ticari gemilerine saldırmaları ve Mora halkınında Osmanlı yönetimine girmek istemesi üzerine Osmanlı Devleti, 8 Aralık 1714 tarihinde Venediklilere savaş açtı. Savaşın kazananı Osmanlı oldu. Mora, Silahtar Ali Paşa komutasında 22 Ağustos 1715 tarihinde tekrardan fethedildi. Bunun yanı sıra Modon, Koron ve Navarin de tekrardan ele geçirildi.
Osmanlı – Avusturya Savaşı 1716
Avusturya Karlofça Antlaşmasına kefil olduğunu ve Osmanlının fethettiği bölgelerin Venediklilere verilmesini istemesi üzerine Avusturya’ya da savaş açıldı. Sadrazam Damat Silahtar Ali Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu Macaristan’a girdi. Osmanlı Ordusu ile Avusturya Ordusu arasında 5 Ağustos 1716 tarihinde Petrovaradin Muharabesi gerçekleşti. Damat Silahtar Ali Paşa’nın muharebe esnasında öldürülmesi üzerine Osmanlı Ordusu’nun maneviyatı bozuldu ve ordu bozguna uğradı. 18 Ağustos 1717 tarihinde Belgrad düşman eline geçti.
Pasarofça Antlaşması
Avusturya ile 1 Temmuz 1718 Pasarofça Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre yukarı Sırbistan, Belgrad ve Banat yaylası Avusturya’ya, Dalmaçya, Bosna ve Arnavutluk kıyıları Venedik’e verildi. Mora Yarımadası ise Osmanlı’da kaldı.
Üçüncü Ahmet Lale Devri
Pasarofça Antlaşması sonrası Damat İbrahim Paşa‘nın sadrazamlığa getirilmesi ile birlikte Lale Devri adı verilen yeni bir devir başladı. 1718- 1730 yılları arasında geçen 12 yıllık döneme Lale Devri adı verilir. Bu dönemde edebiyat, kültür, sanat ve bilim alanlarında olumlu gelişmeler yaşandı. Avrupa’ya ilk kez geçici elçiler Lale Devri döneminde gönderildi. Ordu geliştirildi ve kuvvetlendirildi. Yalova’da kağıt fabrikası, İstanbul’da Tekfur Sarayında çini fabrikası açıldı. İstanbul’a davetle gelen ve uzun yıllar kalarak burada vefat eden Comte de Bonneval ( Humbaracı Ahmet Paşa) humbaracı ocağını ıslah etti.
Osmanlı’da Matbaanın Kurulması
1727 senesinde Üçüncü Ahmed‘in fermanı üzerine Osmanlı Devleti’nde matbaanın kurulması kararlaştırıldı. 16 Aralık 1727 tarihinde Paris Elçisi 28 Mehmet Çelebi’nin oğlu olan Sait Efendi ile İbrahim Müteferrika Osmanlı’da ilk matbaayı kurdular.
1723-1727 Osmanlı-İran Savaşı
Osmanlı’da barış dönemi devam ederken İran-Safevi devleti son dönemlerinde idi. İran Devleti’ne bağlı olan Dağıstan, 1722 yılında Osmanlı’nın himayesine girmek isteyince isteği kabul edildi. Bu sırada İran cephesinde bulunan Osmanlı Ordusu 1723 yılında harekete geçerek Gürcistan, Güney Azerbaycan, Luristan, Erdelan, Kirmanşah, Hoy, Hemedan ve Revan’ı ele geçirdi. 1725 yılında ise Tebriz’e girdi. Gence, Revan ve Nahçivan alındı. 1727 yılında İran Şahı, Osmanlı’nın fetihlerini yapılan antlaşma ile tanıdı.
Patrona Halil İsyanı
On yedinci Ağa Bölüğü Yeniçerisi olan Patrona Halil ve yandaşları 25 Eylül 1730’da Patrona Halil İsyanı olarak bilinen isyanı başlattılar. Ancak halkın bu girişimi desteklememesi endişesi ile bu girişimi ertelediler. Üç gün sonra ayaklanmayı resmen başlattılar. Esnafı da zorla kendilerine katılmaya ikna eden asiler, hapishaneleri de boşalttılar. Bazı yeniçeriler de isyanı desteklemişlerdir. Ama isyana karşı olan Yeniçerilerde vardı. Yeniçeri ağalarından olan Hasan Paşa isyancılara karşı harekete geçtiyse de isyanı durduramadı. Bu olayların sonucunda Damat İbrahim Paşa ve bazı devlet adamları idam edildi ve Üçüncü Ahmet padişahlığı bırakmak zorunda kaldı. Yeğeni Birinci Mahmut’a Osmanlı tahtını devretti.
Padişahlıktan çekildikten sonra ilim, sanat ve ibadet ile meşgul oldu. 63 yaşında 1 Ekim 1730 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi Yeni Cami’de Turhan Valide Sultan Türbesine defnedildi.
Üçüncü Ahmet Kişiliği ve Eserleri
Şair ruhlu ve hattat olan Üçüncü Ahmet’in divan edebiyatındaki mahlası Necib‘dir. İlme ve bilim insanlarına çok değer verirdi. Saray içinde dağınık halde bulunan eserleri toplatarak beyaz mermer havuzlu bahçede bir kütüphane inşa ettirmiştir. Validesi için Üsküdar tarafında Yeni Valide Cami yaptırmıştır. Onun döneminde Çorlulu Ali Paşa Medresesi, İbrahim Paşa Camisi ve İbrahim Paşa Külliyesi, Daarül Hadis ve Sebil, Ortaköy Camisi’nin önünde bulunan çeşme, Hüsrev Ağa Cami’nin önünde bulunan çeşme, Çubuklu Cami’nin yan tarafındaki Mesire Çeşmesi, Topkapı Sarayı’nın Bab-ı Hümayun kapısının önünde bulunan çeşme gibi birçok eser yapılmıştır. Aynı zamanda iyi bir hattat olan sultan, Üçüncü Ahmet Çeşmesi üzerine kendi şiirlerini bizzat yazmıştır ve kendisinin Ayasofya Cami’ne asılmış levhaları vardır.
Önceki | Osmanlı Padişahı | Sonraki |
İkinci Mustafa | Üçüncü Ahmet | Birinci Mahmut |
0 Comments